Buse Varol “Alişan su içerken bile vicdan azabı çekti” demişti… Alişan kardeşine özlemini haykırdı: Eksiğim Selçuk sensiz hep eksik…

  • 18 Aralık 2022
  • Buse Varol “Alişan su içerken bile vicdan azabı çekti” demişti… Alişan kardeşine özlemini haykırdı: Eksiğim Selçuk sensiz hep eksik… için yorumlar kapalı
  • 370 kez görüntülendi.

Buse Varol “Alişan su içerken bile vicdan azabı çekti” demişti… Alişan kardeşine özlemini haykırdı: Eksiğim Selçuk sensiz hep eksik…

Buse Varol, eşi Alişan’ın kardeşi Selçuk Tektaş’ı kaybettiği dönemi ve sonrasını anlatırken gözyaşlarını boğulmuştu. Buse Varol, “Bu bizim için hiç kapanmayacak bir yara. Alişan’ın su içerken bile vicdan azabı çektiği zamanları biliyorum.” sözleriyle eşinin acısını tarif etmişti. Koronavirüs nedeni ile kaybettiği kardeşi Selçuk Tektaş’a özlemi dinmeyen Alişan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile yine hüzne bağdu… İşte Alişan’ın duygulandıran kardeşi paylaşımı…

Ünlü şarkıcı Alişan, geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı’nda kardeşi Selçuk Tektaş’ı koronavirüs nedeniyle genç yaşta kaybetmişti. Selçuk Tektaş’ın ölümüyle büyük bir acı yaşayan Alişan’ın kardeş hasreti dinmiyor.

Ünlü şarkıcıdan bugün yürekleri paramparça eden yeni paylaşım geldi. Selçuk Tektaş ile çektidiği bir karesini paylaşan Alişan’ın duygu yüklü sözleri hüzünlendirdi.

Buse Varol, eşi Alişan’ın kardeşi Selçuk Tektaş’ı kaybettiği dönemi ve sonrasını anlatırken gözyaşlarını boğulmuştu. Buse Varol, “Bu bizim için hiç kapanmayacak bir yara. Alişan’ın su içerken bile vicdan azabı çektiği zamanları biliyorum.” sözleriyle eşinin acısını tarif etmişti.

Koronavirüs nedeni ile kaybettiği kardeşi Selçuk Tektaş’a özlemi dinmeyen Alişan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile yine hüzne bağdu… İşte Alişan’ın duygulandıran kardeşi paylaşımı…

 

“CANIMIN PARÇASI”

Kardeşinin acısıyla kahrolan Alişan özlemini dile getirdi:

Çok özledim çok.. Bir sene daha bitecek sensiz..Alışmadım, alışamıyorum…Yaşıyorum, nefes alıyorum, çalışıyorum, ayakta duruyorum, durmaya çalışıyorum ama eksiğim Selçuk sensiz hep eksiğim..

Gittiğim her yerde seni yanımda götürüyorum, her işimde sen yanımdaymışsın gibi hissetmeye çalışıyorum. Abi sahne saati geldi diye aramanı, abi bu ay çok iyi, abi nasıl oldun düzeldi mi sesin diye aramanı o kadar özledim ki..Seni o kadar özledim ki…Sen varmışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi yaşamaya seni yaşatmaya devam edeceğim kardeşim.. Seni çok seviyorum canımın parçası…

Öte yandan; Alişan bir paylaşım daha yaparak salgının yeni varyantlarına ve aşılara da tepki gösterdi.

Alişan paylaşımında isyan ederek şunları yazdı:

“Nasıl bir hastalık başımıza bela ettiyseniz, doymadınız be, doymadınız. Kaç yüz bin kişiyi kaybettik, doymadınız. Aşı dediniz, yaptınız, sattınız doymadınız. Şimdi çıkardınız başımıza yeni varyantlar yine aşı peşine yine para peşine düştünüz. Kim insanlığa bu hastalıkları tek amaçları para kazanmak için bela ettiyse Allah belalarını versin.”

2018 yılında dünyaevine giren şarkıcı Alişan ile Buse Varol, geçtiğimiz günlerde tanışmalarının 5. yıldönümünü kutlamıştı.

Alişan Instagranm hesabından paylaştığı romantik karesine ise şu notu düşmüştü:

“Ilk buluşmamızın üzerinden tam 5 yıl geçti..Ve bu beş yıla biz nişan, düğün ve 2 çocukla bir hayat sığdırdık.. Güldük, ağladık,üzüldük, sevindik, tartıştık..Çok şükür hep güçlenerek çıktık.. İlk gün ne hissediyorsam hala aynıyım ve seni seviyorum, seviyoruz:)❤️? (burak ve eliz) #14kasım2017”

Alişan, son olarak oğlu Burak ile kızı Eliz’in bu karesini takipçileriyle paylaştı.

Geçen yıl kardeşini kaybeden Alişan’ın eşi Buse Varol, “Bu bizim için hiç kapanmayacak bir yara. Alişan’ın su içerken bile vicdan azabı çektiği zamanları biliyorum. Aldığı nefesi bile sorgulayabiliyor insan. Yaşamayan anlamaz” diyerek gözyaşlarını tutamadı.

Şarkıcı Alişan’ın oyuncu eşi Buse Varol, Sabah TV’de Yasemin Döngel’in sunduğu ‘Yasemİnce İtiraflar’ programına konuk oldu.

Varol, Alişan’ın kardeşi Selçuk Tektaş’ı kaybettiği dönemi ve sonrasını anlatırken gözyaşlarını tutamadı.

Tanınır olmanın yorucu bir tarafı var. ‘Öf bu da hep magazinin içinde’ diyorlar. Magazinin içinde olmayı ben seçmiyorum. Sen ne kadar özgür bir birey olursan ol, ‘insanlardan bana ne’ de, ki ben öyle bir insanım, ama bu işi yapıyorsan böyle diyemiyorsun.

3 senedir yokum. Burak’a yaklaşık 6 aylık hamileydim bıraktığımda. Artık ne kostümlerin içine girebiliyordum, ne de senaryo ona şekilleniyordu. Şimdi yeni bir proje var.

Bir sahne vardır, çok tutkulu bir aşk mesela, bunu sevişerek oynayan bir oyuncu vardır, bir de sadece bakarak oynayan bir oyuncu vardır. Bu senin karşı tarafa neyi ne kadar verdiğinle alakalı. Ben Alişan’la evlenmeden önce de hayatımda biri olsun ya da olmasın, bu benimle alakalı bir şey, hep ‘Öpüşmem’ diyordum. Benim ‘Dağ 2’deki duşun altında olduğum sahneyi söylüyorlar hep. Orada insanlar sadece görsele bakıyorlar, ‘Duş sahnesine girmiş ama öpüşmem diyor, bu da az değil’ diyorlar. O sahne aslında o kadar travmatize olmuş bir insanın sahnesi ki… İyi bir oyunculuk yapmak için kesinlikle öpüşmene gerek yok.

Bir senedir zayıflamak için gittiğim bir yer var. Kadının emeklerine hakaret sayarım. Çünkü gerçekten gözle görülür bir durum var ortada. Bütün dolabımı değiştirdim ben. Doğumdan sonra 40 beden giyiyordum, ama 34-36 giydiğim zamanlarda biraz ters ışık, biraz yedik içtik farklı çıkmış olabilirim fotoğraflarda ama giydiğim kıyafetler değişmedi. “Siz fotoşop mu yaptınız?” diyorlar. Niye fotoşop yapayım? Yolda yürürken biri görür, zaten onu kandıramazsın.

Alişan’ın kardeşinin kaybı hiçbir zaman geçmeyecek, kapanmayacak bir yara. Yaşamayan hiç kimse anlayamaz. Bu çok bambaşka bir şey.

Aynı evde olduğumuzdan birebir şahit oldum, suyu içerken bile Alişan’ın vicdan azabı çektiği zamanları biliyorum. ‘Ben su içiyorum ama kardeşim şu an yok’ diyordu, çok kötü bir şey. O tabii ister istemez eve de yansıyor. Aldığı nefesin bile vicdanını sorgulayabiliyor insan.

Benim çocuklarım hiçbir zaman amcalarını göremeyecek. Onunla anı biriktiremeyecek olmaları acı.

Günümüzde herkes birbirinin aynı. O derece bir estetik yaptırmam. Ben doğallığı seviyorum. Yaşlılık da güzel bir şey. Buruşmak da öyle… En çok özendiğim şeydir, ellerimin üstü yaşlansın, buruşsun. Ellerde çiller olur, çok severim.

‘TESLİMİYET DUYGUSUYLA ANKSİYETEMİ YENDİM’
Anne olduktan sonra çok değiştim. Anne olmadan önceki Buse canı sıkılır kafası eser, gece saat 11 mesela İzmir’e atlarım giderim tek başıma. Alişan ile evliliğimdeki en güzel şey; biz birbirimizi çok rahat bırakan bir çiftiz. Ben zaten çok evde durmayı seven bir kadın değilim.

Çocuklarıma yeteri kadar zaman ayırdığımda kendimi çok mutlu hissediyorum. Şimdiki Buse bekar hallerine çok benziyor. O özgürlüğümden vazgeçmedim. Ama tabii ki annelik, delilik ötesi bir şey. Bir de bizim bir trafik kazamız var, ondan sonra anksiyeteler iyice arttı. O gün dedim ki, bir şeyler senin kontrolün dışında oluyor ve sen engelleyemiyorsun. Şu an ben buradayım, buradaki olabilecek hiçbir kötü şeyi engelleyemem. Bu teslimiyet duygusuna kendimi bıraktıktan sonra anneliğim de rahatladı.

KAYNAK: sabah.com.tr

RESİMLERİ BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN

Yandex.Metrica